Bu Blogda Ara

29 Şubat 2012 Çarşamba

ACABASIZ INANMAK ve SEN GELSEN YETER






Siz siz olun, hiçbir şey için “son” demeyin. Hiç'in sonu yoktur.




Sevgi dediğin değişebilir bir duygudur, önce bunu kabul etmeliyim! Onun hala beni sevdiğine inanmak istiyorum ama bu doğru değil. Seven insan yanımda olurdu. Olmadığına göre sevmiyor demektir.







Herkes diyor ki, sevse arkanda durur. Saklı değil, övünerek ulu orta yaşar seninle... Kimsenin inanmadiği bu sevdaya hala inanmama, ne demeli?!. Yada bana acıyarak baktıklarında, benim artık sadece susmama..? 






Yıllar önce ağızdan çıkan lafa güvenerek hareket etmemeli. 
Ne kadar eskiyse, hala dün gibi.


O gün seviyor olması, bugün de seveceğinin garantisini vermezmiş.







Yıllar önce "lütfen sen hep olduğun gibi kal" dediği insan olarak kalabilmek için savaştım. Sadece hayallerimi ve inancımı kaybettim. Eğer o da bir değişimse, özür dilerim; sözümü tutamadım.


Boşver be kalbimm.. Kimse anlamasa da bilmesede yorgunluğunu...Yaradan bilir doğruluğunu...!


Hz. Mevlana

Siz hiç yıllarca bir dileğin yada bir arzunun peşinden koştunuz mu? 

Yaklaşık 4 yıldır çok dilediğim birşey vardı içimde. Inanın ki çok ama çok istiyordum gerçekleşmesini. Ancak bunu gerçekleştirmek için yardıma ve birisinin desteğine ihtiyacım vardı. Çok uğraşıp çok didindim bu isteği karşımdakine kabul ettirmek için. Tüm kalbimle doğru bir yol olduğuna inandığım içindi. Yüreğimle istediğim... 

Özellikle bu arzumun içinde bol miktarda hayır olduğuna kesin kararlıydım. Hepimize iyi gelecek bir dilekti bu. Sadece kendi egomu tatmin etmek değildi, hepimizin içine huzur verecekti. Hatta belkide takıldığımız bazı düğümler ve zorluklar da çözülecekti.

Emindim, imkánsız gibi görünmeyen bu istek, dünyalara bedel olucaktı.

Gel gelelim çok dualar ettim gerçeği bulması için. Bir gün gerçekleşebilme olanağı içime huzur ve keyif veriyordu. 
"Belki birgün" ümidi yaşama hevesime sebepti.

Neyse ki bu dileğim esnasında çok olaylar yaşandı, bu arada hayat devam etti ve acı tatlı çok (bazen hak etmediğime inandığım) durumlarla karşı karşıya geldim. 

Kırıldım, yıprandım ve düştüm. Buna rağmen tüm olumsuzlukları sildim, yine ayaklandım ve yine doğru olduğuna var gücümle inandığım yoluma devam ettim. 

Şimdi o dileği gerçekleştirme imkanım geldi çattı, kapımın önünde diyebilecek kadar yakınlaştı bana.
Ama artık ben, herşeye inancımı kaybetmiştim.
Gerçekleştirmek için iki doğru yürek gerekiyormuş. Doğru olduğuna 
inanan iki yiğit. 
Bu atılması gereken adım çok saçmaydı aslında. Kimseyi kandırmaya hakkım yoktu. Hele Rabbimi kandırmaya asla.

Korkarım kendi doğrularımı başkasının yanlışlarıyla yitirmiştim. Kısacası doğru olduğuna dair tüm inancım yok olmuştu. 

Biliyorum ki ahirette bu insanlarla tekrar karşı karşıya geleceğim. Paçama asılıp, onları doğru yolumdan neden ikna etmediğime dair suçlamalarda bulunacaklar. Ama o zaman onlara hatırlatacağım ki: "sizler dünyada iken sadece gününüzü gün etmekle ve hevesinizi yaşamakla meşguldünüz. Benim yalvarışlarıma bir kez olsun kulak asmadınız" diye...
Verdiğim onca mücadele ve sevginin karşılığında beklediğim tek şey bana inanmandı.....

Gazanız mübarek olsun... Tüm doğrularımdan tüm arzularımdan ve en kötüsü tüm kurduğum hayallerimden VAZGEÇTİM..... !!!





28 Şubat 2012 Salı

peeekiiiiii sonra istersen soğuk kalmasın diye yatağın sol yanı kalbim gibi, uzan yanıma. Sar kolumu boynuma, kulağıma yakın dursun nefesin ve kalp atışların. Hiç sevişmeyelim, sadece sarılıp geceyi aydınlatalım güneş uyanana kadar.



İçimiz geçsin biraz, kollarımız birbirine kenetli başka rüyalara dalalım. Sabah olduğunda sen kalk git, ben hiç umursamadan yatayım. Sen tembel olduğumu düşün, gül halime ya da kız kendince... ben ise senin gidişine dayanamayan yüreğime bütün bir geceyi rüyaydı diye kandırmak için uykuda kalayım.










İnsan Sevmeye başladı mı, Yaşamaya da başlar...!

William Shakespeare


























*İnsanlar hakkında konuşanlara güvenip, onlar hakkında karar verme...

*Eğer hata yaptığını biliyorsan onu düzeltmeye çalış, bile bile yapmaya devam etme...

*Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen, yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden önemli olacaktır...

*Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma...

*Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az tv seyret...

*Güzel ve şerefli bir hayat yaşa, yaşlanıp geriye baktığında bir defa daha tadını çıkarırsın...

*Yuvanda sıcak bir ortam kurmak için elinden geleni yap...

*Sevdiklerinle tartışırken o anı önemse. geçmişi kurcalama...

*M.Khozouei*

‎''Siz siz olun, hiçbir şey için “SON” demeyin.
Neyin gerçekten “SON” olduğunu bilemezsiniz.
Hayat bazen, sonuncuyu çoktan yaşatmıştır size, esaslı bir finali bile çok görür. Bazense “Bir daha olmaz” zannettiğiniz şeyi, ummadık anda karşınıza çıkarıverir.
En iyisi, her şarkıya son kez dinler gibi kulak vermek, her baharı bir dahakini göremeyecekmiş gibi içine çekmek; her dostla, ana babayla son buluşmaymış gibi sımsıcak kucaklaşabilmek; her AŞKI en sonuncuymuş gibi doyasıya yaşayabilmektir...''

Can Dündar





Sevgi, onun temel koşulu egoyu bırakmak olduğu için çok büyük bir cesarete ihtiyaç duyar Ve insan egosundan vazgeçmekten çok korkar. Bu neredeyse intihar etmek gibi görünür. Bu böyle gözükür çünkü biz egodan başka bir şey bilmiyoruz.
Ego yegane kimliğimiz haline gelmiştir ve ondan vazgeçmek kesinlikle bireyselliğinden geçiyorsun anlamı taşır. Bu doğru değildir, aslında gerçek olan tam tersidir. Egonu bırakmazsan kendi gerçek bireyselliğini bilemezsin. Ego bir kandırmacadır ;sahte, yanlış uydurulmuş bir şeydir. O bırakıldığı an, sadece o zaman gerçeği görebilirsin. Aksi takdirde gerçek olmayan gerçeği gizler.
Sevgi, egoyu bırakmayı gerektirir. Böylelikle sevgi, ilahi olana açılan bir kapıya dönüşür.
İnsanlar sevgi özlemi çekiyor ama aynı zamanda egolarına yapışıyorlar. Bu yüzden sevgi asla bir gerçeklik halini alamıyor… Onlar sevgi şerbetinin tadına bakmadan göçüp giderler. Ve sevgiyi yaşamadığın sürece hayatı da yaşamamışındır. Hayatın anlamını kaçırmış olursun…

-OSHO-






































Bekarlık Sultanlık Diyorlar..
Ben Hiç Kendi Yemeğini Yapıp, Kıçındaki Donunu Anasına Yıkatan Sultan Görmedim arkadaş... ??!!







Helal dairesi keyfe kâfi, harama gitmeye hiç lüzum yok. İsterseniz hem helâl dairesinde sultan olur, hem de ebediyen sultan olarak kalırsınız.
"İman, insanı insan eder, belki insanı Sultan eder"' sözünü unutmayınız! 











Aşık olduğumu söylerim aslanlar gibi. Bu duyguyu madalya gibi taşırım göğsümde, sevmekten korkmadıysam, neden saklayayım?

Kimileri utanır söyleyemez aşık olduğunda, ayıp sayar.. Kimileri de dile dahi getiremez, arkadaşlarına, çevresine gizler, saklar, 

Aşk konusu  açıldığında  başı önüne düşer.
Yahu aşktan utanılır mı? Tam tersi, göğsünü gere gere söylemelisin aşkını. Dünyaya duyurmalısın yüreğindekileri. Utanılır olsa, soyadından önce isminin önüne koyarlar mıydı aşık sıfatını Veysel’in, Mahzuni’nin?


Onu yok sayamazsın, dışlayamazsın.
Eğer gerçekten seviyorsan,  aşka koşacaksın.
Aşık olmaktan utanmak ne demek, aşık olmamışlığı belki de utanç saymalısın. Hakikaten bulduysan bu duyguyu paylaşabilecek bir insan, onurunla yaşamalısın. Her heyecanını aşkın varlığının ispatı olduğunu anlamalısın.
Daha ağır gelir bana hiç sevmeyi öğrenmemiş bir kalp ve baht!

Utanmamalı saklamamalı arkadaş, birini gözün kapalı sevdiysen eğer!

Hayatıma giren o şahsa teşekkür gönderirim içimden, o hiç duymasa da. 
O olmasa ben şimdi ben değildim. Aşka düşmesem, aşkla yanmasam, aşkla vücut bulmasam, kim bilir ne haldeydim?

Aşka düşmek incitmez, gururunu kırmaz, düşürmez bir yüreği. Doya doya sevin siz, bangır bangır bağırarak: sevmeyi öğrenmemiş bir gönüldür en beteri….
Eğer beni birisi, seviyorum, aşık oldum diye yargılıyabilecekse, ben onun berrak yüreğinden ve gönül saflığından 
şüphe duyarım.
Beni seven herkes, 
bu (zor bulunan) duyguyu bulduğuma, sevinmeli
 NOKTA




  • - Buluşalım mı ? 
  • - Olur buluşalım . 
  • - Nerede ? 
  • - Her sabah aynı yastıkta



Şimdi sana sarılıp uyumak yerine, bana sarılıp, sana uyuyorum..










GÖZLERİNİZİ KAPATTIĞINIZDA AKLINIZA İLK GELEN ŞEYİN, GÖZLERİNİZİ HAYIRLISIYLA AÇTIĞINIZDA GERÇEKLEŞMESİ DİLEĞİYLE..
Adım verilmeli sokağına.. Verilmeli ki adres olmalıyım--> sana dair tüm yazılanlara..

Hatırlamıyorum ama acaba ben seni.. başkalarının ''AZ'' sevmesine kıyamadığım için mi
 ''ÇOK'' sevdim..?!
yok yok, onun için sevmedim... ama neden sevdiğimi unuttum. amaaan boşver  :) kimse sevmesin, ben seveyim diye sevdim.. 
yet-mez-mi :p

p.e.k.i. SULTANIM

Benim beynim yol geçen hanıdır,
isteyen kalır isteyen gider.
Gönlüm ise padişah tahtıdır. En iyisini, en güzelini, en keyiflisini oturtur ve asla bırakmam. 
:)
Belki bir destan yazamam; ama hiç  bir destana sığmayacak bir kelime yazabilirim:


-SEVİYORUM-

27 Şubat 2012 Pazartesi

ALLAH ikimizin iyiliğini versin, - Bana Seni - Sana Beni .

Seni Sevecek Kadar Yürekliysem ...



Seni silecek kadarda cesaretli olduğum anlamına gelmez NOKTA


Ömrümün özeti şu üç sözden ibarettir: Hamdım, piştim, yandım. [Mevlana]

HAYAL VE UMUT .....

Yenilmesi gereken ilk düşmanlar:
Öfke ve Umutsuzluktur. Ben öfkemi çoktan yendim ama karşılığında umutlarımı kaybettim :((
siz asla ve asla umutlarınızı yitirmeyin... 


İnsanlar yaşamları boyunca çoğu kez hayallerle yaşarlar. Hayallerimizi gerçekleştirmek bize bağlıdır. Bir şekilde hayallerimizi gerçekleştirmenin yollarını ararız... Çünkü gerçekleşeceğine inandığımız zaman bir adım daha yaklaşırız hayallerimize...




Zaten eğer tükenirse hayallerimizden vazgeçmiş olmaz mıyız? Her hayalin içinde umut vardır. Her umudun içinde de hayal...


Umudu olmayan kişi; her şeyden umudunu kesmiş, yaşaması için herhangi bir nedeni olmadığını düşünen kişidir. Umut etmek, hayal kurmak, bunlar olmalı ki yaşam güzel olsun, hayat anlamlı olsun...


Her hayal gerçekleşmez. Çünkü gerçekleşeceğine inandığımız hayaller gerçekleşir. 

Yalnız öyle hayaller vardır ki insanı yaşama bağlar, mutluluk verir. 

Umutlarınızın gerçekleşmesi için 
elinizden gelen her şeyi yapmalısınız.




Sizin umutlarınız var mı? Şu güne kadar gerçekleşmesini istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?



Rabbimin Kapısı Büyüktür, Kapanmaz, Sen Umudunu Kaybetme, Rabbim Kulunu Bırakmaz...!
♥ ALLAH ♥

ﷲ 
 Bir Ev Yaptım Yasin'den      
ﷲ  Duvarları Ayet-el Kursi'den  
Kapısı Lâ İlâhe İllâllâh           
Anahtarı MUHAMMED RESULULLAH [S.a.v]  

Selamün Aleykum. Allah'ın Selamını Gönderdim. Kimlere ulaştıysa herkesin işi gücü rast gitsin... Rabbim tüm günahlarını af etsin, kalbinden geçen bildiği ve bilmediği tüm dilekleri hayra kavuşturup 
gerçekleştirsin inşallah...
yer gök dua ile.. ötesi yok! NET
Ey gecenin içinden sessizliğin nefesiyle sıcak ve şefkatle yüreğime gülümseyen gönlümün sahibi..bana sarılmadan uyuma e mi.....


Seninle.....




Sensiz.....

26 Şubat 2012 Pazar

Kimine duadır kimine beddua: "Kime ne yaşattıysan sende onu yaşa..." misli değil kesinlikle yaşattığı kadarı yeter...
Nuh un Gemisi.... <<------







R´uhun Gemisinde Bir SEN olsan yeter 




İnsanın söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir NOKTA
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...

Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı...

Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...

Dost dediğin; fanatik olmalı;

Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.

Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,

Ve ağladığında, seninle ağlamalı...

Ama hepsinden daha çok;

Dost matematiksel olmali;

Sevinci çarpmalı...

Üzüntüyü bölmeli...

Geçmişi çıkarmalı...

Yarını toplamalıi...

Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...

Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...


Mevlana






























Belâyı def etmenin çaresi, sitem etmek değildir.
Bunun çaresi bağıştır, aftır, cömertliktir.

MEVLANA

Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.
“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…
“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.
“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu v...arsa, “iyi ki”lilerde 

de göze alabilmişliğin, riske 




girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.
O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...
“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.
“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
“İyi ki” öyle mi ya…!
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
* * *
“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke”lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kárdasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara… Rüzgarlarla koştunuz ya…
“Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa…
Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin...

-Can Dündar-

lütfen bu yazıyı dikkate alınız



NEYE İNANIYORSAN ONU YAŞARSIN !!!

Yenildiğinizi düşünüyorsanız, yenilmişsinizdir!

Cesur olmadığınızı düşünüyorsanız, korkaksınızdır!

Kazanmak istiyor fakat kazanamayacağınızı düşünüyorsanız, kesinlikle


kazanamazsınız demektir!

Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir!

Dışarıdaki dünyaya çıktığınızda anlayacaksınız ki başarı, ancak onu... istediğinizde gelecektir.

Her şey insanın kafasında biter!

Alt edildiğinizi düşünüyorsanız, alt edilmişsinizdir!

Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz!

Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız!

Yaşam savaşını kazanan her zaman, en güçlü ya da en hızlı olan değildir !

Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir !"

ARNOLD PALMER






Düşüncelerine dikkat et; Sözlere dönüşüyorlar, Sözlerine dikkat et; Eyleme dönüşüyorlar, Eylemlerine dikkat et; Alışkanlıklarına dönüşüyorlar, Alışkanlıklarına dikkat et; Kişiliğine dönüşüyorlar, Kişiliğine dikkat et; 
*Kişiliğin kaderin oluyor!'*

25 Şubat 2012 Cumartesi

gerçek aşk, bir çift çorap gibidir. İki adet olmalı ve birbiriyle eşleşmelidir.










Gerçek aşk hikayeleri asla bitmez... :))

Hapşurduğumda çok yaşa, iyi yaşa yerine benimle yaşa deseydi keşke. Bende; sende gör değilde, emrin olur deseydim sessizce. 

Nazım Hikmet


















" Ömrünün refakatçısı olmak isterdim, ziyaretçisi değil."

‎ 
Evlilikler zaman içinde esnemeye ve eşlerin birbirine karşı ilgisinin azalmasına neden olabilir. Bu sorunla baş etmek için önlemlerinizi almalısınız.

Dışarıda yemek yiyen evli çiftleri gözlemleyin. Bazılarının hiç konuşmadığını, sadece yemek yediğini görürsünüz. İletişimleri tükenmiştir. Başka yerlere bakar, başka şeylerle oyalanırlar.

Bazı çiftler birlikte yaşarlar ama yalnızdırlar. Kimi içeride televizyon seyrederken, diğeri bilgisayarın başında oturur. Birbirlerinin ne yaptıklarından habersizdirler. Gece uykusu gelen yatıp uyur. Diğeri televizyon karşısında koltuk üstünde uyuyakalır.

Çiftler sürekli iç içe, dip dibe olmak zorunda değildir. Tam tersi, kişilerin bireysel zamanlarını korumaları, ilişkilerinin sağlıklı yürüyebilmesi için gereklidir. Ancak mutlaka birlikte zaman geçirmek ve bu geçirilen zamanı birbirleriyle paylaşarak yaşamaları gerekir.

Akşam eve dönen çiftler, bütün gece bir arada olmak zorunda değillerdir. İş sebebiyle veya başka nedenlerden ayrı vakit geçirebilirler. Ancak tüm bu ayrı kalma durumuna rağmen, mutlaka birbirilerine kısa da olsa biraz zaman ayırmaları gerekir.

Birbirilerini dinleyerek, konuşarak, eşlerine konsantre olarak belli bir süreyi birlikte yaşamaları, evliliğin kalitesi ve huzurlu devam edebilmesi için şarttır.

Sürekli birbirinden kopuk yaşayan çiftlerin, evlilikleri bir dönem sonra sevgiden ve ilgiden yoksunlaşmaya, diyalogsuz ve ruhsuz bir ilişki haline dönüşmeye başlar.

Evlilik sadece aynı evi paylaşmak değildir. Bir hayatı paylaşmak, zorlukları birlikte aşmak demektir. Bu yolda yürürken, eşinize güven ve saygı duymanız gerekir. Bunu sağlayan temel unsurlardan biri de, karşılıklı olarak dürüstlük, açıklık ve iletişim kurabilmektir.


Evliliğinizin sağlıklı ve mutlu yürümesi için, karşılıklı olarak iletişiminizin devamlılığına ve güvenli bir ilişki için birlikte zaman geçirmeye önem verin.

Candan Ünal dan ALINTI


sensiz devam eden yolun ben taaaaa ________!!!



Bir sorunu kabul edersen kaybolur, ve eğer o sorunla bir çatışma yaratırsan, sorun giderek büyür.
O yüzden her şeyi coşkuyla yap. Her şey bir duaya dönüşsün.
Hata yapmaktan korkma, çünkü hata yapmaktan korkarsan, hiç ilerleyemezsin ve yaşamı kaçırırsın.
Hata yapmak, hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir.
Eğer düşmanından korkar ve kapını kilitlersen, dostunun da girmesini engellersin.
Olumsuzluklar seni rahatsız etmesin. Bir mum yakabilirsin ve karanlık kendiliğinden kaybolur.
--OSHO--




Sen ve Ben gafletini aşıp,
"BİZ"oLanların rızkıdır AŞK.... 
-Hz.Mevlana-
Sahile karşı eviniz olmassa bile , gökyüzüne karşı hayalleriniz olsun..
En iyi makine en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı. Ben içimden gelenleri yazıyorum.... siz de okuyorsunuz. Hepsi bu!
Siz en iyisi beni değil, kalbinizi takip edin! Ama aklınızı başınıza almayı da unutmayın... NOKTA  ;-)







Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk adayıştır, arayış değil. 
Sen adanmış ve yanmışsan bu uğurda, aşk sana uzak değil!

-Mevlâna Celâleddin-i Rûmî -

En büyük lanet, sevdiğiniz bir şeyden mahrum bırakılmaktır. 
SEN Kadının kalbine acı yerine sevgi, Sırtına sopa yerine şefkat, Gözlerine yaş yerine gerçek aşk'ı ekersen İşte o zaman, ADAMSIN!








Karşınızdaki kişinin vücuduna değil,  kalbine dokunun. Onun mutluluğunu değil, dikkatini çalın. Onun gözyaşını değil, gülümsemesini dökün.