Bu Blogda Ara

28 Şubat 2012 Salı



Aşık olduğumu söylerim aslanlar gibi. Bu duyguyu madalya gibi taşırım göğsümde, sevmekten korkmadıysam, neden saklayayım?

Kimileri utanır söyleyemez aşık olduğunda, ayıp sayar.. Kimileri de dile dahi getiremez, arkadaşlarına, çevresine gizler, saklar, 

Aşk konusu  açıldığında  başı önüne düşer.
Yahu aşktan utanılır mı? Tam tersi, göğsünü gere gere söylemelisin aşkını. Dünyaya duyurmalısın yüreğindekileri. Utanılır olsa, soyadından önce isminin önüne koyarlar mıydı aşık sıfatını Veysel’in, Mahzuni’nin?


Onu yok sayamazsın, dışlayamazsın.
Eğer gerçekten seviyorsan,  aşka koşacaksın.
Aşık olmaktan utanmak ne demek, aşık olmamışlığı belki de utanç saymalısın. Hakikaten bulduysan bu duyguyu paylaşabilecek bir insan, onurunla yaşamalısın. Her heyecanını aşkın varlığının ispatı olduğunu anlamalısın.
Daha ağır gelir bana hiç sevmeyi öğrenmemiş bir kalp ve baht!

Utanmamalı saklamamalı arkadaş, birini gözün kapalı sevdiysen eğer!

Hayatıma giren o şahsa teşekkür gönderirim içimden, o hiç duymasa da. 
O olmasa ben şimdi ben değildim. Aşka düşmesem, aşkla yanmasam, aşkla vücut bulmasam, kim bilir ne haldeydim?

Aşka düşmek incitmez, gururunu kırmaz, düşürmez bir yüreği. Doya doya sevin siz, bangır bangır bağırarak: sevmeyi öğrenmemiş bir gönüldür en beteri….
Eğer beni birisi, seviyorum, aşık oldum diye yargılıyabilecekse, ben onun berrak yüreğinden ve gönül saflığından 
şüphe duyarım.
Beni seven herkes, 
bu (zor bulunan) duyguyu bulduğuma, sevinmeli
 NOKTA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder