Bu Blogda Ara

2 Şubat 2012 Perşembe

Her gün okuyucularımın sayısının arttığını görünce şaşırmıyor değilim. Ne anlıyorsunuz benim yazdıklarımı okumakla henüz  çözemedim, ama madem günlük okuyucularım 300 ü aştı  (ve gün be gün artıyor) o zaman bare bir de önemli bir mesajda bulunayım istedim. Hep kendi öfkemi ve özelimi okuyorsunuz, madem öyle, sizler de kendinize bir pay çıkarabiliyormusunuz? 
En ideal şartlar altında, bu yazılarımı okuyunca sevdiğinize bir kere daha sarılıp, onun değerini bir kat daha anlamışsınızdır. Ayrılıklar fena, insanları boşuna yıpratıyor. Care cözüm bulun. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki maalesef, kimse kimseye biraz daha fazla anlayış göstermiyor. Herkes kendi bencilliğini ön plana çıkarıp, kendi şartlarını savunuyor. Siz siz olun, sevginize engel tanımayın. Ondan sonra gelecek olan daha iyidir  düşüncesiyle tek celsede ayrılmayın. Sevgi anlayışsız yürümüyor, fakat sevginin en çok beklediği fedakárliktir. Elinizden gelen herşeyi yapın. Yane öyle lafla, "ben yaptım daha naapiim" leri demiyorum. şöyle gerçekçi olup düşündüğünüzde kim bilir daha yapılabilecek ne güzel olumlu çözümler bulabilirdiniz. 
Fedakárlik yaparak gittim ve onu azat ettim demeyin sakın. O bir vahşi kuş  degil. Onun özgürlükten çok size ihtiyacı var, sizin onunla yaşayabilmeniz için çareler, imkánlar yaratmanız, onu daha mutlu eder. Yada ikinizi.!!


Gitmek çok daha kolay diyenlere, tek ve net bir soru: Ya Sonra???
Farz edin (ki bu zaten öyle) karşınızdaki bir nesne değil, oda bir can taşıyor. Onunda belki sizinle olabilmek için bin bir türlü hayalleri vardı. Belki oda bir daha ömür boyu, sizi sevdiği gibi kimseyi sevemeyecek. Can dır o, yürektir, unutmayın bunu.


Okuduğum onca kitapta hep ayni sonuca vardım: Insan yaptıklarından ötürü pişmanlık duymuyor, yapmadıklarından dolayı pişmanlık duyuyor. Buda her  şeyi ama elden gelen herrrr şeyi yapmak gerektiğini gösteriyor. Içinizden ömür boyu, ah keşke deneseydim, ah biraz olsun cesaretli olabilseydim demeyeceğinize dair, ihtimal dahi tanımıyorum... 


Eğer ileride mutsuz ve değişik bir beraberliğe, sadece onu unutabilmek için imza atıp, daha büyük hatalar yapmak istemiyorsanız.... bir durun ve olduğunuz yerden hayata bakın. Bence her kader buna değer. Unutmayın, kader dediğimiz  şey bizim de elimizde. 
"Kader yolun tamamını değil sadece yol ayrımlarını verir... Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir."


Ben kaybettim, çünkü bunları sevdiğim insana dostaca anlatmaya  çalışan kimsemiz olmadı
Genelde dost bildiklerimiz, "boşver bee deymez, unutursun geçer" demekle yetinirler. Ama kimse sizin gerçekten mutlu olmanız için olumlu ve yapıcı akıllar vermez. 


Allah hepimize doğru yolda yürümemizi sağlıyan olumlu ve hayırlı  fikirler veren dostlar.... ve belkide bu satırları  okumanıza sebep olan "teváfuklar" nasip eylesin....



saygılarımla.....















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder