Bu Blogda Ara

22 Mart 2012 Perşembe

Canı Çıkana Kadar Sevmeli Bir İnsan, Kıyafetler Çıkana Kadar Değil











Düşündüm de, ne kadar düşüncesiz yaşıyoruz zaman zaman. Ne kadar "dediğim dedik çaldığım düdük" kafasındayız. Ne zaman biteceğini bilmeden. Son perdenin ne zaman kapanıcağını tahmin dahi edemeden....


Her an öleceğini bilerek yaşasa insan, daha fazla sahip çıkmaz mı aşka? Sevgiye? Daha çok sevmez mi etrafındakileri, daha çok değer vermez mi?
Yürek, yanına bir eş istememez mi, sevmenin ve sevilmenin o büyük hazzına erişmeyi ??
Belki hiç bitmeyen bu hayat savaşının sebebidir kendini ölümsüz sanmak. Öyle ya, kendini imparator, patron, müdür, güzel, zengin, değerli ve daha kim bilir ne zannetmenin sebebi, hep öyle kalacağını düşünmektir. 

Oysa hepimiz gelip geçeceğiz şu tuhaf dünyadan. Kırdığımız kalpler, yürekler, kalacak arkamızda.
Sevdiğimiz kadar anılacağız, sevildiğimiz sürece yaşayacağız. Ne kadar dost yüreği varsa çevremizde, ne kadar değerli kıldıysak kendimizi, ne kadar sevebildiysek bir kalbi sınırsızca, o kadar anlamlı olacak yaşamımız.
Hiç bitmiyor savaşımız, neyi paylaşamıyoruz belli değil. Eğer çok sevdiğiniz birini kendi ellerinizle mezara gömdüyseniz, beyninize dankk etmiştir, yanında yüreğine vermiş olduğunuz sevgiden başka hiç birşeyle gitmediğini....



Ömrünüzün rotasını hiç kaybetmeyin..... Rabbim tüm sevenleri "Rahmetliyi nasıl bilirdiniz" sorusuna kadar ayırmasın inşallah.. Yürekten İYİ diyebilmeniz dileklerimle 






”Hayatın trajedisi ölüm değil, yaşarken ölmesine izin verdiğimiz şeylerdir.”

-Norman Cousins-