Bu Blogda Ara

27 Kasım 2013 Çarşamba

VEFA sadece bir SEMT ismi değildir!!








İçimde yaşattığım dünya ile, dışımdaki dünya arasında sanki kayboldum.. Söylediklerimle duyduklarım; verdiklerimle aldıklarım; gösterdiklerimle gördüklerim arasında, uçurumlar var sanki..
Ve hatta, AŞK diye isimlendirdiklerimle, kendimi avutmak zorunda olduğum gerçekler arasında da dağlar kadar fark var. Hayatın hangi kumsalındayım bilmiyorum ama,
Bir gerçek var ki o da şu, yüreğime vuran dalgalar, sanki kirletti temiz ve dingin kalbimi..
Bir zamanlar ısıtmak için açardım yüreğimi, şimdi soğutmasınlar diye kapalı tutuyorum.










Bir varmış,bir yokmuş..







herkes laik olduğu yeri, kendi belirler.... Aşkın her halini gördüm, artık ne hali varsa görsün.


uzun bir aradan sonra yazıyorum. Bitti...evet evet resmen ve kesin bitti. Ona bu blogda sayfalarca yazdığım aşkı ilanlar, satır satır sevgi kokan cümleler, ona deli gibi aşık bakan gözler, hepsi bitti. 


O herşey di simdi hiç kimse olmaya gitti. dönmeyecek, dönmemeli. dönemez!


Hani bir diskoda yada barda derler ya kapıda: birine bakıp çıkacağım, diye. Oda birine baktı ve çıktı yüreğimden.


İlişkimizde tabiiki zor günler de geçirdik, keza her şeyin bir şekilde üstesinden geldik. 6 sene, dile kolay. Káh güldük káh ağladık, ne olduysa oldu ama ellerimiz ve yüreğimiz hiç ayrılmadı birbirinden. Tabiiki nazlarımız oldu birbirimize, tabiiki ara ara üzdük birbirimizi ama asla dönüşü olmayan kırgınlıklarımız olmadı bizim. Ta ki o güne kadar.


Günün biri, ramazanın ortaları, birden yok oldu hayatımdan. ne bir konuşma, ne bir mesaj ne bir sebep nede bir açıklama. Sanki aklımın bir yerinde onca mesajlarıma cevaben : biz çok farklıyız diye yazdığını anımsıyorum. (Sanırım o marslı ben dünyalı??!!)

Aradan kabus gibi geçen bir zaman. ne çektiğimi bir ben, birde Allah bilir. 

Aşk ta gel git´lerim yoktur benim.. koskoca insandım ve hala aşık olmamış, kimseleri kalbime sokmamıştım onu tanıyana kadar: özetle ilk aşkımdı o benim. sonsuza dek sürmesini defalarca yüce Rabbimden dilediğim..


Neyse, benim yerlere göklere sığdıramadığım adam, başkasına aşık olmuş. geçenlerde ısrarlarıma dayanamayıp itiraf etti. Hangi ara yaptı bunu aklım hiç almıyor. İnsan hiç mi biri gidince kendini bir sineye çekip birkaç gün yas tutmaz.? Hiç mi aklına gelmez, 6 sene boyunca gün be gün yanında olan kadını.?


Zaten açık konuşmak gerekirse, adım gibi biliyorum ki, gitmesinin sebebi de o kadın dı. Onu ben varken tanıdı ve onunla olabilmek için beni hayatından def etti. Bunun böyle olduğunu, kabul etmediğini sanırım burda yazmama gerek yok.
Yoksa kavgasız sebepsiz habersiz bir ilişkide pat diye gitmek yakışmazdı bir adama... Gerçi böylesi de hic yakışmadı!




şimdi resmen birkaç hafta aşık oldum dediği kadının arkasından aşk acısı çekiyor ve yas tutuyor. ya evet, bu arada yazmaya unuttum bitmiş onların kısa serüveni de. Allah işte, benim göz yaşlarım üzerine kurulan bir ilişkiye razı gelmedi.


Ben bunu öğrendiğimde gerçekten de çok kötü kahroldum. tekrar ediyorum düşmanıma vermesin benim bulunduğum durumu. 


şimdiiiiii bu nasıl bir kalptir, senelerce seni ölürcesine seveninin ardından tek bir göz yaşı akıtmazsın da sana iki kere kur yapan, 3-5 hadi 20 kez olsun görüştüğün el kadının arkasından perişanları oynarsın. Bu mudur ?? Adam dediğimiz böylemidir? Bu adamlık değil kusura bakmayın adeta serserilik. Macera peşinde koşan herkes, demek kaybetme korkusunu çoktan kaybetmiş. yada biz çoktan bitmişiz de benim haberim yoktu.




O kadar canım acıdı ki, kelimelerle ifade edemem.
ama bunu bana söylemesi çok iyi oldu. Birden o gözümde büyüttüğüm, çok anlam yüklediğim insan devrildi. Gözümden çok düştü çok. Biraz olsun kafasını çalıştırabilseydi, bunu bize yapmasaydı. Bir heves uğruna ona ömür boyu dostluk ve sevgiyle karşılık veren insanı, değmeyecek bir heves uğruna kaybetmeyi göze almazdı. Allah onu denedi, bu adam, bu ona sevgiyle bakan kuluma laik mi, diye karşısına bir kadın çıkarttı, ve imtihanı kaybetti. 

O hala o kadının arkasından ağlıyor, ama gün gelecek neyin uğruna beni kaybettiğini de anlayacak.

Bundan sonra ne yaparsa yapsın, umurumda bile değil. O aslında bana değil bizim için ettiğim onca dualara ihanet etti. Ondan olan her parçayı seviyordum. Siz hiç bir başkasını kendi parçanız mış gibi his ettiniz mi?


Artık üzülmüyorum, o büyük 
şoku atlattım ve Rabbimin benimle ilgili çok daha güzel planları olduğunu biliyorum.

Burdan tüm sevdiği olanlara duyuru: 

belki yıllardır aynı insanla berabersiniz ve belkide heyecanınızı kaybettiniz hatta yenilik arıyor zaman zaman içiniz, ama nolursa olsun karşınıza çıkan fırsatlara, sadece egonuzu tatmin etmek için değer vermeyin. Yaradan bazen nefsimizi denemek için onları çıkarıyor karşımıza. Biz bayanlara da oluyor bu sürekli, ama biz daha bağlı olduğumuz için partnerlerimize, düşünmüyoruz bile yanlış yapmayı.
Elinizde olanlara dönüp bakın bir, sonra şükredin. Yolunuzdan şaşmayın. Aklınızı da çalıştırın. Yüreğinizin sesi bazen sadece nefsin sesiyle karışıyor. Üç kuruş etmeyecek "yabancı" insanlar için, size ait olanlardan, samimiyetiyle sevgisiyle yanınızdan ayrılmayan insanlardan vaz geçmeyin. Aranıza kimseler girmesin. 
Sonra arkanızda bıraktığınız enkazlara yazık degilmi?!

Bu blogu çok kişi okuduğunu biliyorum. İstatistikler beni bazen şaşırtıyor. keşke bu satırlarımı yol ayırımın eşiğinde olan birileri tarafından okunsa ve hata yapmaktan alı koysa. 

kaybettiginz insan belki birdaha hiç kimsenin size veremiyeceği sevgidir, sadakattir, eş dir dosttur.
nolur onları kaybetmemek için elinizden geleni yapın. Kaybolan insan, kaybolan güven birdaha geri gelmiyor.


Yaşadıklarınızla ve yaşattıklarınızla baş başa kalıyorsunuz... 






21 Eylül 2013 Cumartesi









Şu umut verip, hayaller kurdurup, insanın içine kor ateşler bırakıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi gidenler. Hani bir başkasının elini tutarken bunu ilk kez yapıyormuş gibi becerebilen profesyonel duygu orospuları, size soruyorum... temiz kalplerimiz nerenize batıyordu?






"Nankörlük diyorum: 

Sevgiyi öldürmenin en kısa yoludur...!



16 Eylül 2013 Pazartesi







(Kim, bir müslümanın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allahü teâlâ da onu kıyamet günü sıkıntılardan korur. Kim, müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da onun dünya ve ahirette aybını örter. Kişi, arkadaşına yardımcı olduğu müddetçe, Allahü teâlâ da onun yardımcısı olur.)

14 Eylül 2013 Cumartesi






















binmediğim hiç bir otobüs
beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
gittikçe azalıyor hayat
neyi erken yaşadıysam
hep ona geç kalıyorum
sana göçüyorum her sonbahar
yolların çıkmıyor aşkıma
unuttuğun yağmurların adı saklımda
seni içimden terk ediyorum

susmaktan yoruldum
kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
seni içimden terk ediyorum

ne unutacak kadar nefret ettin
ne hatırlayacak kadar sevdin
yıkık bir duvar kadar bile
pişman değilsin biliyorum
beni hep bulmamak için aradın
yanıldığımdın
yangınımdın
yangındın

sensizliğe yenilmek
sana yenilmekten zor olsa da
ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
seni içimden terk ediyorum

şimdi
içimde öldürecek bir anı bile bulamayan
iki yarım kaldık
tamamlayamadık bizi
elinden tutamadık yanlızlığımın
saçlarımı da uzaklarına gömdün

içimin mavisi senin okyanusundandı
al! geri veriyorum.
kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
sana bensizliği terkediyorum

"yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

ne tuhaf değil mi?
içimi acıtan da sendin
acımı dindirecek olan da.
"ya öldür beni"dedim
ya da git benden.
içi bulanık bir sevdanın ucunda
seni kaybettim.
aldırmadın aldırmalarıma
bir gecede yakıp yarini
şafaklara sattın ihanetini
küllerime basanlar bile utandı yaptığından
işte soluk bir ömrün son nefesi
benden içimden terkediyorum.






7 Eylül 2013 Cumartesi


Suskunluk yaranın kanamasıdır…
Suskunluk dününü öldürmenin yasıdır…
Suskunluk İnsanım diyenlerin sahteliğine lal kalınmasıdır…

Hz. Mevlana





4 Eylül 2013 Çarşamba



Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.'....