Beynimi bam başka şeylere yormam gereken onca işim varken, oturdum beni tanımayıp, yazılarımı okuyan, ömrümde
karşı karşıya gelmeyeceğimi bildiğim insanlara yazıyorum. te allaaaam yaw, içindekini dışarıya atmak her ne kadar rahatlatıyorsa, bu ufacık da olsa, ihtimalden yararlanmak istiyorum.... Varsayalım delinin tekiyim.. ama siz de pek normal sayılmazsınız; inanın bana : /
Bazen lerin en enlerindeyim. Mesela:
bazen insan ne çok istiyor bir destekleyici omuz. Derdini, seni.. beklentisiz ve karşılıksız anlayabilen bir insan. empati yapabilen. bir an olsun kendi sorunlarını bir kenara atıp, sadece o an senin için vár olan birini. Benim derdim başımdan aşmış- sen ne diyorsun bee kadın, seninkisi de dert mi boşveeer diyen değil de, seni anlıyorum, ve bende senin durumunda olsam inan üzülürdüm, ama yanlız değilsin, arkanda yanında ve önünde, her nasıl ve her ne zaman gerekiyorsa, "ben varım ulanseninle", diyen birini...
Ben hep sevdiklerimden beklediğim gibi bir insan olmaya çaba gösterdim. Hee öyle yapmacıktan "eeet et annıyorum seni" deyip içinden ööööf çeken biri değilim. O an gerçekten benliğimden çıkıp, karşı insan olup onun sorununu veyahut da sevincini yüzde yüz paylaşabilen insanlardanım.
Neden bu kadar zor geliyor ki bu? Acaba bu kadar mı dolu insanlar, kendi sorun ve mutluluklarıyla? Bu kadar mi kalın, üzerine giydikleri ego-mantoları? Yada teselli ve paylaşım anlayışımız bu kadar mı farklı?? Yada yada yadaaaaaaaaaa ....? bilsem....?!
Yoksa sorun benden mi kaynaklanıyor? Ben mi yanlış algılıyorum, yada çok mu yanlız olduğumuza inandırdım kendimi?? (illaki birgün biyerlerde ruhen yada bedenen yanlız´ız)
Neyse, uzatmak istemiyorum, kafam çok kalabalık, Devam etsem bu konuyla ilgili, uçsuz bucaksız, saçma sapan bir yazı olur.
Gerçekten bazen istediğin kadar kelime hazine zengini ol, kendini ifade etmekten fukarasın işte!!.
Ben başıma ne geldiyse hepsini aynen hak ediyorum. Bunu demekle biraz rahatlıyorum.
Bazen "Beter ol kızım" - diyesim var
hee bazen dedim de.... aklıma geldi
bazen de üzüntülü olduğunu anladıklarında, birde o yetmezmiş gibi ağzına burnuna kürekle vururlar ya... heh,
işte o bazen çok ağrıma gidiyor..
bilmem siz hiç yerde yatarken, uzattığınız elinize, birde üstelik tekme yediniz mi?? fenaaa diyorum ve konuyu kapatıyoooo-rummmmm
Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece a ve z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Senin ve benim gibi....
Prenses kurbağayı öpmesin ,
Kırmızı başlıklı kızı kurtlar yesin
Benim masal'm kötü bitterse eğer...
banane, onların da yüzü gülmesin
Allah'ım ben elimden geleni yaptım... Elimden gelmeyenler içinse ellerimi sana açtım...
9 Nisan 2012 Pazartesi
Keşke dediğin gibi olsaydı,
seni yeterince tanımıyor oluşum engel olsaydı seni bu kadar çok sevmeme.