Bu Blogda Ara

2 Aralık 2012 Pazar



Inşallah







Ağlara Takılan Dua...

- Merhaba delikanlı!. dedi. Bu gün deniz çok harika değil mi?
Küçük çocuk başını çevirmeden;
- Ama rüzgârlı dedi. Topum denize düşünce sürükleyip götürdü.

Adam çocuğun yanına oturup:
- Eğer biraz genç olsaydım yüzüp onu alırdım!. dedi. Ama şimdi adım bile atamıyorum.
Küçük çocuk ona cevap vermedi. Ve kıyıdan uzaklaşan topunu daha iyi görebilmek için hemen yanındaki tümseğe çıktı.
Yaşlı adam sakin bir ses tonuyla:
- Ümidini hiçbir zaman kaybetme!. dedi. Bence dua etsen çok iyi olur.
Çocuk büyük bir sevinçle:
- Dua etsem topum geri gelir mi? diye sordu. Denize düştüğü yeri bilir mi?
- Allah isterse eğer ona öğretir!. dedi ihtiyar. Topun geri gelmese de duaların sevabı sana yeter.
Küçük çocuk yaşlı adamın sözlerini biraz düşündükten sonra her okuduğunda dedesinden bahşiş kopardığı duaları ard arda sıraladı. Daha sonra da topun dönmesi için Allah'tan yardım istedi. Ama üzüntüsü azalmamıştı. O topa bir sürü para harcamış bayram parasını bile ona katmıştı. Şimdi artık tek şansı bazen olduğu gibi rüzgârın âniden yön değiştirmesiydi. Ama deniz çok büyüktü topu ise küçücük. Akşam üstü hava biraz daha sertleşti. Ve güneş batmak üzereyken sandallar döndü. Çocuk eve gitmek istemiyordu. Bu yüzden de ihtiyarla birlikte oyalandı.
Yaşlı adam hep aynı balıkçıdan alışveriş yapardı. Sonunda onu bulup:
- Avınız inşallah iyi geçmiştir!. dedi Eğer varsa birkaç kilo alabilirim.
Sandaldaki adam bir kova içindeki balıkları gösterip:
- Zaten ancak o kadarcık tutmuştum dedi. Denizde "av" diye bir şey kalmadı.
- Dua etmeyi denediniz mi? diye atıldı çocuk. Ümidinizi sakın kaybetmeyin!.
Balıkçı için her şey tesadüftü. Bunun için de "rasgele" derlerdi. Ama şimdi bir şey hatırlamıştı. Yıllar yılı unuttuğu bir şeyi. Çocuğun yanaklarını okşarken:
- Dua ha!. diye mırıldandı. O zaman tutar mıyım?
- Tutamasanız bile duaların sevabı size yeter dedi çocuk. Bunu yeni öğrendim.
Balıkçı böyle bir sözü ilk defa duyuyordu. Başını ağır ağır sallayarak:
- Ben de yeni öğrendim!. diye gülümsedi. Üstelik de küçük bir öğretmenden.
Çocuk bu sözlerden çok hoşlanmıştı. Artık topun gitmesine üzülmüyordu. Yanındaki yaşlı adam ona bir göz kırparken balıkçı tekrar sandala yöneldi ve ağların üzerindeki eski örtüyü açtı. Bir top vardı orada. Henüz ıslak olduğundan ışıl ışıl parıldayan bir futbol topu. Balıkçı onu çocuğa uzatıp:
- Öğretmenlerin hakkı hiç ödenmez!. dedi. Bunu biraz önce denizde buldum!. Küçük çocuk rüyada olmalıydı. Hiç beklenmedik şeylerin yaşandığı bir rüya. Aceleyle sağa sola bakındı. Ama her şey gerçekti. Balıkçı da sandal da ihtiyar da... Topu ise işte ellerindeydi. Ona sıkıca sarılıp:
- Bir daha benden izinsiz gezmek yok!. dedi. Ya dua etmeseydim ne olurdun o zaman?

ALINTI




Hayat bazen böyledir,
Dayar bıçağı kemiğe...
Sorar sana çocuk gibi :
"Bi daha yapacak mısın?" diye...

Öyle çok sevmişsindir ki "bir daha yapmayacağım bile diyemezsin"!





Bensiz gözüne uyku girmiyormuş. Onu da götüne sokmayı denesene.... :p








Adam dediğin kale gibi duracak.
Korkmadan dönebileceksin arkanı.
Bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur..
Sırtından değil..Adam Dediğinde İzzet– i Nefis olacak !
Midesi değil, Yüreği Geniş olacak..

Sevmeyi bilecek. Adam gibi!
Adam Dediğin.
Aşkın belden Aşağıda değil, sol Yanında olduğunun Farkında olacak.. .
Cümle âlem tersini iddia etse de, o öyle diyorsa öyle olduğuna şüphesiz inanacaksın..
Aklın sadece özlediğin için onda olacak.
Nerdedir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin..
Bileceksin ki nerede olursa olsun hep seninledir..!!







SEVGİ AĞACI
Hayatta her şey olabilirsiniz. Tek dileğiniz mutlu olmak olsun. İçinizde kocaman bir sevgi ağacı yeşertin. Onu her gün sevgiyle, ilgiyle, hoşgörü ile anlayışla, saygıyla ve sabırla sulayın. İnanın kök salıp tüm hücrelerinize hüküm etmesi kaçınılmazdır.

İçinizdeki enerjiyi olumlu kullanın. Olumsuzlukları bir tarafa atın. Tamamen sıyrılın olumsuz düşüncelerden. İçinizdeki sevgi çiçeklerini soldurmayın... Hayatı olduğu gibi kabullenin, gülümseyin. Kendinize saygı duyun, kendinizi sevin. Şöyle bir düşünün; insansınız yaratılmışların en güzeli, bir kalp taşıyorsunuz. Çok şükür bütün uzuvlarınız sağlam ve ayaktasınız. Kimseye muhtaç değilsiniz. Bu yetmez mi mutlu olmanız için? Hayata olumlu pencereden bakarsanız, her şeyi başarırsınız. Atın karamsarlığınızı üzerinizden. Siz kendinize güvenin, kendinizle barışın. Geniş düşünün, evrende olmayacak hiç bir şey yok.


Küçük şeyleri kafanıza takıp da dert edinmeyin kendinize. Düşünün bakalım; kafanıza taktığınız bu küçük şeylerin, bir yıl sonra sizin için bir anlamı olacak mı? Küçük şeylerle ufkunuzu daraltmayın. Büyütmeyin sorunları içinizde. Sevgi dolu bakın her şeye, sık sık gülümseyin. İnanın hiç de zor değil.

Siz tebessümün ve gülücüklerin en güzelisiniz. Siz mutluluğunuz ta kendisisiniz...


Eğer ben bunları içim yanarken ve hiç bir hayalimin gerçekleşmemesine rağmen yazabiliyorsam, sende içindeki sevgi ağacını sulayabilirsin. Sevmekten asla vaz geçme. İllede bir yerde senin onu sevmesini bekleyen biri vardır.
Henüz hayatına girmemiş olsa bile.

1 Aralık 2012 Cumartesi





Sevdiğini serbest bırak.
Dönerse senindir, dönmezse bi gariptir,
zıplıyorsa delidir, çömeldiyse dokunma. :)



Beni merak et, kıskan, koru, özle, dinle, anla, sev, bana sinirlen ama kıyama, başkalarına bakma, sabaha kadar konuş benimle, uyuma, uyutma..