Bu Blogda Ara

8 Şubat 2013 Cuma


Ben en çok SENİ SEVDİM SENİ ÖZLEDİM...
Her gittiğinde gözyaşlarımla yıktım dünyayı, seni her bulduğumda yeniden döndüm hayata..
Yüzünü görmediğim, sesini duymadığım,Varlığını hissetmediğim her gün ben bir ölüydüm çünkü..
Hiçbir şeyden korkmadım sensizlikten korktuğum kadar,
hiçbir şeye sevinemedim sana sevindiğim kadar..
Fakir Bir Çocuğun Kuru Ekmeği Sevdiği Gibi,
hep ALLAH'a Şükrettim varlığın için

ve ben hiç kimseyi BU KADAR ÖZLEMEDİM
ve en ufak ricami kirabildin ya....

bu kadar seven... sevilen üzerinde zerre kadar hakki yokmuş....



Sana bu kadar sevgiyle bakan bir çift göz daha bulurmusun...?!

















Seni sevmeyene fazla sabır gösterme.
Sabrının adı yüzsüzlük olur.
Bu kadarla kalmaz.
Fedakarlığın eziklik, sevgin de kişiliksiz olur 
----> Mevlana










Karanlık gecede iki beyazdık

Kuru toprakta iki damla yaş
Ayrılanlara iki teselli
Kavuşanlara iki tebessüm
Ah yarim bana küsmüş gidiyor
Elerim çaresiz kaldı titriyor
Zamansız gidişine gücüm yetmiyor
Giderse ölürüm bilmiyor
Derin bir hüzünde iki ümittik
Ağlayanlara iki gülüştük
Küçük bir çocuğun avuçlarında
Sevinçle tuttuğu iki kuruştuk
Ah yarim neden küstü gidiyor
Bedenim çaresiz kaldı titriyor
Vefasız sana gücüm yetmiyor
Biterse ölürüm bilmiyor 
Şimdi zalim bana küstü gidiyor
Bedenim çaresiz kaldı titriyor
Vefasız sana gücüm yetmiyor











(•͡.̮ •͡ ) ˆ⌣ˆ



Münafıklığın alameti üçtür : Konuştuğu zaman yalan söyler, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.

Hz. Muhammed


✗¡✗¡✗¡✗¡✗¡

Rabbim söz verip tutmayanlardan, 
yalan söyleyenlerden ve 
verdiğimiz emanete ihanet edenlerden 
korusun bizi
amin 

✗¡✗¡✗¡✗¡✗¡


-It´s Friday-Dua-Time-
Ya rabbi.... 

Bildiğimiz tüm dillerde sana sesleniyoruz, 

Hangi dilden, hangi dinden olursak olalım...
senden başka bizi anlayacak makam yok...
bizim gönlümüzdekini sen biliyorsun. 
Sen büyüksün Rahman ve Rahimsin...
Nereye gidersek gidelim, dönüş sana! 
Bizi korku ve şüphelerimizden ve inatlarımızdan  arındır Ya Rabbi, Kulun olarak sana yaklaştıracak, senin lutfuna mazhar edecek hayırlı işler yapmamızda yardımcı ol Ey Habibim. Gönlü güzel niyetlerle dolu insanlarla karşılaştır Ya Rabbim.
Dünyada ve ahirette sana muhtacız. Senden geldik, sana döneceğiz....
Gönlümüzün dergahındaki huzur sana emanettir.... Sevgiyle birbirimize yaklaşmamızda , hayırlı işlerle dualar almamızda vesileler kıl Ya Er Rahim.


Hayırlı Cumalar bunu okuyan tüm insanlara,
Hayırlı rızık, sağlık, sevgi, barış dolu bir gün yaşayalım inşaAllah...


inat; insanın içinde yaşıyan bir düşman- senin  farkındasızlığınla beslenen



Ruhunuzu temiz tutun.  Aldatmayın. Yalan söylemeyin. Fesat hiç olmayın. Çakallık yapmayın. Kendinizi başkalarından üstün görmeyin. Egoistlikten kaçının. İçinizdeki o gerzek yanıltıcı sesi dinlemeyin. Saçma sapan, gereksiz inatçılıktan uzak durun.
ulan kısaca temiz bir insan olun diyorum iste.

Eğer yanınızda arkanızda ve önünüzde sizi iyi günde kötü günde yalnız bırakmayan bir hayat arkadaşı bulduysanız, aç gözlülük yapmayın işte.!!! Elinizdekinin değerini bilin beyaa. 

Şimdi derin bir nefes alın, arkanızı geriye yaslayın, ve o pis egonuzu içinizden kovun! Bir daha beyninize girip de sizi yanlış işlere teşvik etmemesini söyleyin! hadi. 
bunu yapsanız kaybedecek hiç bir şeyiniz yok , o salak egonuzdan hariç....

Keza siz zaten temiz bir hayat yaşıyorsanız bu yazdıklarımı üzerinize almayın. Farz edin ki bu bomboş bir sayfa, ve bu okuduklarınızı sadece siz uydurdunuz :)) 

Hayırlı ve temiz bir insan olabilme ve hayırlı evlatlar yetiştirme temmenimle....







50:24 - (Allah iki meleğe buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!








6 Şubat 2013 Çarşamba



Dostluk ve sevgi alışverişden ibaret...

evet, insana önce "ne alaka" gibi gelse de dostluk bir alış ve bir verişdir aslında. Tabiiki manevi anlamda. Size verilenin karşılığını bir türlü verirsiniz. Bu karşılık fedakarlık da olabilir aslında. Ufacık bir ricayı hemen gerçekleştirip, yerine getirirsiniz, çünkü mutlaka sevgisi de olsa, bişeyler sizde almışsınızdır.
Insan sevdiklerinin ricalarını çabucak ve severek yerine getirir, ki onu mutlu etmek için. Hele hele bu istenilen bi
şey ufacık ise, ve size bunu yapmak çok zahmet ve eziyet vermiyorsa.

Ego'suz Olan Baştacıdır.
Egosu yüksek insanlar inada biner. Almasını bilir, her
şey onun keyfine göre olduğunda mutludurlar, ancak bişey istemeyeceksin ondan. Hemen ters teper, sinir yapar hatta kavga bile etmeye razıdır.
A
şağlamaya bile gidebilir "sen kimsin ki senin için...." e kadar. Ar yok, maksat el uzatmasınlar, sizin de bir isteğiniz olmasın. Hep onlar onlar onlar. inadım inat kıçım iki kanat misali.
Sustukça azla yetinmeye başlarsınız. Sadece onların huzuru bozulmasın diye istekleriniz azalır. Onlarsa hep sizin her
şeye daha çok susmanıza alışır.
Susmayın, verdiğiniz sevginin, dostluğun ve samimiyetin, bir bedeli demiyeyim ama bir değeri var. Bu değeri, sizin ufacık bir isteğinizi yerine getirmek istemeyen bir insan için, hiçe saymayın.
Eğer sizi ufacık bir işlem ile mutlu etmek yerine agresifleşip kendi bildiğini okuyorsa, zaten yazık olmuş size. Bu samimiyetiniz demek ki tek taraflıymış. Vay halinize.....

Insanlık ölmüş... 
ruhuna El-Fatiha




2 Şubat 2013 Cumartesi



Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsan, ona hayallerini sor...!

~William James~





Yıkılan Hayaller, Yeni Ümitlere Hayat Verir


Bazen hayatı ve hayatın getirilerini kabul etmek zordur. Biten aşklar, ağlatır. Ölüm sorgulatır. Varılamayan hedefler, içimizi sızlatır. Çünkü hepsinin ardında yıkılan hayallerimiz, kaybolan umutlarımız vardır.
Yıkılan hayaller hayatımızın geri kalan kısmının anlamsız ve ümitsizliklerle dolu olduğuna işaret ettiğinde, hareketsiz kalırız. Geçmişimizle olan bağımız bugünümüz ve yarınımızdan daha kuvvetli olduğunda, yıkılanın sadece hayallerimiz değil aynı zamanda hayatımızın da olduğunu sanırız.
Oysa, yıkılan hayaller, hayal kurabilme gücümüzün sona erdiğine, yaratıcılığımızın ve hayat enerjimizin dibe vurduğuna işaret eder. Yeni ümitlerin yeşermesine, hayal gücümüzün daha da derinleşmesine yıkılan hayaller hayat verir. İşte hayat ve hayatın içinde dolanan bizler, bu kontrastların varlığında güçlenerek gelişiriz.
Hayalleriniz yıkıldığında bir kaybınız olduğuna inanırsanız,
Kaybettiğinizin yerini doldurabilecek bir umut ışığı bulamazsanız,
Düşünceleriniz karanlık sularda ilerlemeniz için çalışıyor demektir.
Yeni hayaller, ümid edebilmeye başladığımızda hayat bulur.
Yeniden ümit ışığı bulabilmek için 3 şeye ihtiyacınız var.
Bir. Hayat kapkaranlık, gelecek ümitsiz gözüktüğünde, düşündükleriniz ve hissettiklerinizin sadece “o an’a ait olduğunu farkederek, o an’ın geçici olduğunu kendinize hatırlatmak”
İki. Başlangıçta bu hatırlatmalarınızın bir işe yaramadığını düşünsenizde, kendinize bu durumu hatırlatmaya devam etmek.
Üç. Neyi kaybettiğinizi değil, hayatınızın ne gibi pozitif yeniliklere gebe olabileceği konusunda her gün bir fikir geliştirmek. Zihniniz geliştirdiğiniz fikirlerin ve hayallerin muhtemel olamayacağı konusunda ısrar etse de, bu hayalleri geliştirmekte ısrarcı olmak.
Her hayal yıkılması gerektiği için yıkılır.
Her olan olması gerektiği için olur.
Her durum hayatın farklı katmanlarını deneyimlememize neden olur.
Yeni ümitlere yelken açabilmenin heyecanı, eski hayallerin hüznüyle debelenmekten daha güzeldir. Aradaki farkı anlamak için, yeni hayallere dalmayı denemek gerekir.
İş yaşamından keyif alanlar, hayallerini canlı, heyecanlarını ümitlerinden alanlardır.

Yazan : Fatmanur Erdogan





Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum.
Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler...

Cemal Süreya