Bu Blogda Ara

8 Ekim 2012 Pazartesi


Hani, diyorum da, insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa... "Onu", şöyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa...yüreklilikle söylediğiniz. "Canım benim! dediğiniz... Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri... özlediğinizde, hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı? Sizi hiç yalnız bırakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararlı,.. Arayan, soran,"Seni özlüyorum" diyen biri. Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz. Yanıltmaz!

Anlayışla karşılar her şeyi... Hataları, günahları-sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla. Bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten. Bir gün bir bakarsınız karşınızda... Bir de bakmışınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar... Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz.

Kadın, erkek Bir dost bulun! Ama gerçek olsun. Aradığında işinizi
değil, sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiracınız olsun. Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin! Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Dogruları söylesin. gözleriyle değil kalpten konuşsun.

Yaşasın! Doya-doya yaşasın, doya-doya yaşatsın. Beyninden değil, yüreğinden versin. "Olsun varsın! Paylaşırım." desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...

Dost olsun! Ama... Gerçek bir dost..
D O S T C A K A L I N.......